Esasen biyografi yazılması insanlığın çıkardığı ariflere, söz pirlerine yakıştığını düşünmektedir. Ne var ki, yayımcılığın usulünden olagelmiş, neşriyatın her seviyesinde bulunduğu üzere eserini/onu dahi kapsadığını belirtir. Biyografi de bir çeşit beyaza dökülmedir, dökülmekten öte birikimdir yazara göre. Biriktirilen ne var ise birinci hayata dair yazıyla sunulmuş biçimidir demektedir. Yazar, şahsıyla ilgili beyaza dökülmeye ise beyaza dökülmenin en çetini en azametlisi en müşkülüdür denilmesini yeğler. İkinci hayatta buna, insanın sicilini okuması denildiğini düşünür ki…
Evvelde nice şairler dünyaya gelmiş (eserleri vasıtasıyla fikirlerimizden ve duygularımızdan göçmemişlerdir); sözleriyle heybetin, görkemin, yüceliğin timsali olmuştur fikrinin savunucusudur. Lâkin günümüz tanı
... Tamamını göster
Esasen biyografi yazılması insanlığın çıkardığı ariflere, söz pirlerine yakıştığını düşünmektedir. Ne var ki, yayımcılığın usulünden olagelmiş, neşriyatın her seviyesinde bulunduğu üzere eserini/onu dahi kapsadığını belirtir. Biyografi de bir çeşit beyaza dökülmedir, dökülmekten öte birikimdir yazara göre. Biriktirilen ne var ise birinci hayata dair yazıyla sunulmuş biçimidir demektedir. Yazar, şahsıyla ilgili beyaza dökülmeye ise beyaza dökülmenin en çetini en azametlisi en müşkülüdür denilmesini yeğler. İkinci hayatta buna, insanın sicilini okuması denildiğini düşünür ki…
Evvelde nice şairler dünyaya gelmiş (eserleri vasıtasıyla fikirlerimizden ve duygularımızdan göçmemişlerdir); sözleriyle heybetin, görkemin, yüceliğin timsali olmuştur fikrinin savunucusudur. Lâkin günümüz tanımlamasıyla öğrenim hayatları olmadığını belirtir. Onlara nispet edilerek ilk, orta, yükseköğrenimini buralarda tamamladı; yüksek lisansını, doktorasını şuradan aldı, bunca yıl (…) unvanla bakanlıkta onca sene (…) makamla kurumlarda çalıştı, cümleleri yazılmamıştır der. Günümüzde yazılan öz geçmişler ise tamamladı, bitirdi, aldı, yaptı, eylemlerinin bolca serpiştirilmiş bulunduğu cümlelerden ibarettir yazara göre. Manevi huzurlarında şahsıyla alakalı okudu, bitirdi, tamamladı, çalıştı kelimeleriyle biten cümleleri yazmaktan ötürü hürmetsizlik ettiğini düşünerek bağışlamalarını diler.
Murathan Yılmaz, 6 Aralık 1980 tarihinde Denizli’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Samsun, Denizli ve Kütahya vilayetlerinde tamamladı. Ankara Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesinden 2002 yılında mezun oldu. 2006-2008 yıllarında Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yüksek lisans derslerini tamamladı. Üniversite yıllarında fakülte basketbol takımında sporcu (1999-2000), Gazi Üniversitesi Türk Halk Müziği Korosunda korist (üniversiteler arası Türkiye ikinciliği-Antalya, 2000-2001), Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk Kardeşlik ve İş Birliği Vakfınca düzenlenen 9.Türk Kurultayında folklorcu (İstanbul-2001) olarak görev aldı. 2002-2005 yılları arasında Şanlıurfa ilinde öğretmenlik mesleğini icra etti. 2006 yılından beridir İstanbul’da farklı birçok kurumda öğretmenlik ve idarecilik kadrolarında çalıştı. Evli ve bir kız babasıdır.
Yazar, yıllar yılı kimi zaman Şanlıurfa’da Eyüp Peygamberin sabır taşına yaslamış sırtını, hislerini mısralara işlemiş, kimi zaman bir fakirin yağmurlu gecede kâğıt toplar hâlini görüp yutkunamamasını beyitlere dökmüş, kimi zaman kadim payitaht İstanbul’un mirası coşturmuş yüreğini, hayranlığını kıtalarda yazmış, kimi zaman insan kıymetinin yanlış ellerde ziyan olmasına hiddetlenmiş meslektaşlarını metheden, onlara şevk verici hitaplarını manzumede dillendirmiş. Yazar, genç yaşlardan itibaren şiir yazmaya yatkınlığını yarışmalarda, derleme kitaplarda kayda geçirmiş olsa da şairliğe kızı dünyaya geldikten sonra başlamış saymaktadır kendini.
... Daha az göster