Mehmet Ali Aybar 1908 İstanbul doğumlu. Hareket Ordusu kumandanlarından Hüseyin Hüsnü Paşa ve matematikçi Gelenbevi İsmail Efendi’nin torunu. Çocukluğu, Cihangir, Yeşilköy ve Kuzguncuk’ta geniş aile çevresinde geçti. Yeşilköy’deki Fransız Okulu’nu ve Galatasaray Lisesi’ni bitirdi. 1939’da İstanbul Hukuk Fakültesi’nde Devletler Hukuku doktoru iken, Paris’e Sorbonne Üniversitesi’ne hukuk araştırmaları yapmaya gitti. Fakat bir yılın sonunda İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla, kuzeni şair Oktay Rıfat ve birkaç arkadaşı ile beraber bisiklete atlayıp Paris’ten Lyon’a kaçti, ordan da Turkiye’ye döndü. 1942’de Devletler Hukuku doçenti olduğu İstanbul Hukuk Fakültesi’nden 1946’da Vatan gazetesinde yazdığı Milli Şef İnönü rejimini eleştiren ‘Kağıt Üzerinde Demokrasi’ başlıklı yazı nedeniyle uzaklaştırıldı. 1947-49 yılları arasında her ikisi de sıkı yönetimce kapatılan Hür ve Zincirli Hürriyet gazetelerini çıkarttı. 1949’da yine Milli Şef İnönü’ye yazdığı ‘Açık Mektup’tan dolayı ‘hakaret’ten hükü
... Tamamını göster
Mehmet Ali Aybar 1908 İstanbul doğumlu. Hareket Ordusu kumandanlarından Hüseyin Hüsnü Paşa ve matematikçi Gelenbevi İsmail Efendi’nin torunu. Çocukluğu, Cihangir, Yeşilköy ve Kuzguncuk’ta geniş aile çevresinde geçti. Yeşilköy’deki Fransız Okulu’nu ve Galatasaray Lisesi’ni bitirdi. 1939’da İstanbul Hukuk Fakültesi’nde Devletler Hukuku doktoru iken, Paris’e Sorbonne Üniversitesi’ne hukuk araştırmaları yapmaya gitti. Fakat bir yılın sonunda İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla, kuzeni şair Oktay Rıfat ve birkaç arkadaşı ile beraber bisiklete atlayıp Paris’ten Lyon’a kaçti, ordan da Turkiye’ye döndü. 1942’de Devletler Hukuku doçenti olduğu İstanbul Hukuk Fakültesi’nden 1946’da Vatan gazetesinde yazdığı Milli Şef İnönü rejimini eleştiren ‘Kağıt Üzerinde Demokrasi’ başlıklı yazı nedeniyle uzaklaştırıldı. 1947-49 yılları arasında her ikisi de sıkı yönetimce kapatılan Hür ve Zincirli Hürriyet gazetelerini çıkarttı. 1949’da yine Milli Şef İnönü’ye yazdığı ‘Açık Mektup’tan dolayı ‘hakaret’ten hüküm giydi ve Paşakapısı Cezaevi’ne girdi. Burada, diğer şair kuzeni Nazım Hikmet’le 1950 affına kadar yattı.1962’de bir grup sendikacının kurduğu Türkiye İşçi Partisi’nin genel baskanlığı görevini kabul etti ve ömrü boyunca teorisyen ve bilim adamı olarak götürdüğü sosyalizm mücadelesinde; 1962-69 yılları arasında TİP’in başında lider ve eylem adamı kimliğiyle etkili oldu. 1965 yılında Türkiye’de ilk defa bir sosyalist parti Aybar başkanlığında Meclis’e 15 milletvekili soktu. 1967’de ABD’yi savaş suçlusu olarak mahkum eden Russell Mahkemesi üyesi olarak Vietnam’a gitti. Dünya sosyalizm tarihinde ilk defa Sovyetlerden bağımsız bir politika güden TİP’in başkanı olan ve ‘Türkiye’ye özgü, güleryüzlü sosyalizm’ kavramının yaratıcısı olan Aybar, 1968’de Sovyetlerin Çekoslovakya’yı işgaline sert bir tepki gösterdi.Bu, parti içinde hizipleşmelerin su yüzüne çıkmasına neden oldu. Aybar, 1969’da genel başkanlıktan, 1971’de partiden istifa etti. 12 Mart döneminde Meclis’teki tek sosyalist olan Aybar, dönemin baskılarına ve idamlara karşı tek başına mücadele etti.1975’te TİP’ten ayrılan elli arkadaşla beraber, daha sonra Sosyalist Devrim partisi adını alan, Sosyalist Parti’yi kurdu. İlk defa bu partinin tüzüğünde, genel başkan ve yöneticilerin üst üste iki dönem başa geçmelerini engelleyen ve yönetim kurulunun üçte ikisinin kol emekçilerinden oluşmasını öngören şartlar yer aldı. SDP, 12 Eylül cuntası ile kapatıldı. Bu tarihten sonraki hayatında Aybar, parçalanan Türk solunun birleşmesi icin inançla ve inatla çalişmalarını sürdürmüştür.1995 yılında 87 yaşında iken İstanbul’da ölen Aybar, bilim adamı ve lider olmanın yanı sıra ünlü bir atlet ve sporcudur.100, 200 ve 400 metreleri koşmuş, Türkiye ve Balkan rekorları kırmıştır.1928 Amsterdam Olimpiyatları’na, 1930,’31 ve ’33 Atina Balkan Oyunları’na katılmıştır. Edebiyata ve resme çok meraklı olan Aybar’ın kendi resim çalışmaları da vardır. Fakat çok genç yaşlarından itibaren bütün hayatı kapsayan uğraşı, yazı yazmak olmuştur.
... Daha az göster