"İnsanlığın en temel ve en yüce duygusu korkudur ve bu korku da bilinmeyenin korkusudur."-H. P. Lovecraft
Howard Phillips Lovecraft, 20 Ağustos 1890'da ABD'deki Rhode Island'da dünyaya geldi.
Küçük yaşta babasını kaybeden Lovecraft, annesiyle yaşamaya başladı ve bu onu ruhsal ve fiziksel olarak etkiledi. Babasından miras kalan kütüphaneyi karıştırmayı seven Lovecraft, burada dünyanın en özgün öykülerine imza atmasında yazara ilham kaynağı olan kitapları okudu.
Kara büyü, yasak kitaplar, ezoterizm, okültizm, farklı boyutlar temalarından büyük ölçüde etkilenen yazar; zamanla kendi mitosunu oluşturmaya başladı. Lovecraft, deniz canlılarına karşı büyük bir fobiye sahipti ve bu fobi, yazarın meşhur Cthulhu Mitosu'nun oluşmasında büyük bir etkiye sahiptir.
Lovecraft, meşhur
... Tamamını göster
"İnsanlığın en temel ve en yüce duygusu korkudur ve bu korku da bilinmeyenin korkusudur."-H. P. Lovecraft
Howard Phillips Lovecraft, 20 Ağustos 1890'da ABD'deki Rhode Island'da dünyaya geldi.
Küçük yaşta babasını kaybeden Lovecraft, annesiyle yaşamaya başladı ve bu onu ruhsal ve fiziksel olarak etkiledi. Babasından miras kalan kütüphaneyi karıştırmayı seven Lovecraft, burada dünyanın en özgün öykülerine imza atmasında yazara ilham kaynağı olan kitapları okudu.
Kara büyü, yasak kitaplar, ezoterizm, okültizm, farklı boyutlar temalarından büyük ölçüde etkilenen yazar; zamanla kendi mitosunu oluşturmaya başladı. Lovecraft, deniz canlılarına karşı büyük bir fobiye sahipti ve bu fobi, yazarın meşhur Cthulhu Mitosu'nun oluşmasında büyük bir etkiye sahiptir.
Lovecraft, meşhur Mitos'unu yaratarak "Kozmik Korku" adında bir türün de oluşmasını sağladı. Cthulhu Mitosu'na göre, insan zihninin algı kapasitelerini aşan Kozmik yaratıklar olan "Eskiler" vardı ve insanlar bu zeki yaratıklarla bir şekilde iletişim kurmayı başardıklarında delirmeye mahkumlardı. Mitos'a göre insanlar bu canlılarla ancak rüya boyutlarında iletişim kurabilirlerdi. Lovecraft, son derece etkileyici bu Mitos'a bağlı tekinsiz öykülerini kaleme alırken, "Eskiler"e tapan mezheplere mensup karakterlerin yanında, saklı bilimle ve simyacılıkla uğraşan karakterleri de öykülerine serpiştirmiştir.
Lovecraft'ın öyküleri genellikle Birinci Kişi'nin bakış açısıyla anlatılır. Diyalogların çok nadir bulunduğu bu öykülerde anlatıcının deneyimleri ve gerçekten son derece korkunç ve tekinsiz olan bu öykülerde gerçekleşen olaylar, bu teknikle daha etkileyici kılınmaya çalışılmıştır. Lovecraft, öykülerindeki karakterlerin ağzından kendisi gibi "tekinsiz öykü"ler kaleme alan arkadaşlarının eserlerine, tıpkı o öyküler referansta bulunacak araştırma kitaplarıymış gibi, atıfta bulunur. Yazar, aynı zamanda Necronomicon adında kendi uydurduğu yasak kitabın içeriğine de göndermeler yapar. Yazar, bu göndermeleri o kadar başarılı bir şekilde yapar ki okuyucuları Necronomicon adlı bu kitabın gerçekten var olabileceğine dair şüpheye düşürmeyi başarır. Bir eserinde öyküyü inandırıcı kılmak için hayalî Necronomicon'da geçen bir pasajın birkaç dildeki çevirisinin hatalı olduğunu belirtecek kadar inandırıcı bir üslupla yazar.
H. P. Lovecraft, ölümüne kadar geçen sürede sayısız kısa öykü ve novella kaleme almıştır ve bu eserlerin en önemlileri şunlardır:
- Cthulhu'nun Çağrısı
- Innsmouth Üzerindeki Gölge
- Charles Dexter Ward Vakası
- Bilinmeyen Kadath'a Düş Yolculuğu
- Deliliğin Dağlarında
- Dunwich Dehşeti
- Yabancı (Kısa Öykü)
- Duvarlardaki Fareler (Kısa Öykü)
- Herbert West, Diriltici (Kısa Öykü)
- Dagon
Lovecraft, tüm bu öyküleriyle çağımızın birçok ünlü ismine ilham kaynağı olmuştur. Bu isimlerden en ünlüleri şüphesiz Guillermo Del Toro'dur. "Pan'ın Labirenti" adlı filminde kullanılan korku ve fantastik ögeleri Lovecraft'tan esinlenilmiştir. Fantastik/Bilim-kurgu yazarı Neil Gaiman da Lovecraft'tan esinlenmiştir ve romanlarının birçoğunda "Lovecraftean" temalar barındırır. Stephen King, Lovecraft'tan "büyük usta" diye bahseder. Tüm bu isimlerin dışında birçok yönetmen, müzisyen, video oyunu yapımcısı da H. P. Lovecraft'tan etkilenmiştir.
From Software adlı Japon oyun yapım stüdyosunun Sony ile ortak yapımı olan "Bloodborne" adlı oyun bire bir Lovecraft uyarlamasıdır. Oyunda geçen isimler özgün olsa da oyunun teması ve ana fikri Lovecraft'ın temasıyla aynıdır. Oyunda geçen "Yüceler", Cthulhu Mitosu'ndaki "Eskiler"dir aslında. İnsanların algı kapasitelerini aşan bu canlılarla yalnızca rüya ve kabus boyutlarında iletişim kurulabilir.
... Daha az göster