Gilles Deleuze, 18 Ocak 1925- 4 Kasım 1995) yirminci yüzyılın ikinci yarısında yaşamış bir filozoftur. Kendi özgün düşüncesini oluştururken Spinoza, Leibniz, Hume, Kant, Nietzsche, Bergson ve Foucault üzerine monograflar yayımlamış, bu filozofların geleneksel felsefe tarihi izleğindeki konumlarına ve bu izlek dahilinde yorumlanma biçimlerine radikal eleştiriler getirmiştir. Çalışmalarında güzel sanatlar, edebiyat, matematik ve doğa bilimleri arasında çapraz geçişlerle bu farklı alanları birbirine indirgemeksizin yeni bir düşünme tarzının önünü açmıştır. Gerek kişisel çalışmalarında gerek 1969'da tanışıp uzun süre beraber çalıştığı psikanalist Félix Guattari ile birlikte rizom, çokluk, fark, olay, oluş, savaş-makinası, organsız beden, içkinlik, virtüel/aktüel, minör edebiyat, duygulam, göçebebilim gibi kavramlarla yirminci yüzyıl kıta felsefesi içerisinde yaygın düşünce hatlarının dışında özgün bir siyaset felsefesi ve etik ortaya koymuştur. Üstünde durduğu fark metafiziğinin felsefe ta
... Tamamını göster
Gilles Deleuze, 18 Ocak 1925- 4 Kasım 1995) yirminci yüzyılın ikinci yarısında yaşamış bir filozoftur. Kendi özgün düşüncesini oluştururken Spinoza, Leibniz, Hume, Kant, Nietzsche, Bergson ve Foucault üzerine monograflar yayımlamış, bu filozofların geleneksel felsefe tarihi izleğindeki konumlarına ve bu izlek dahilinde yorumlanma biçimlerine radikal eleştiriler getirmiştir. Çalışmalarında güzel sanatlar, edebiyat, matematik ve doğa bilimleri arasında çapraz geçişlerle bu farklı alanları birbirine indirgemeksizin yeni bir düşünme tarzının önünü açmıştır. Gerek kişisel çalışmalarında gerek 1969'da tanışıp uzun süre beraber çalıştığı psikanalist Félix Guattari ile birlikte rizom, çokluk, fark, olay, oluş, savaş-makinası, organsız beden, içkinlik, virtüel/aktüel, minör edebiyat, duygulam, göçebebilim gibi kavramlarla yirminci yüzyıl kıta felsefesi içerisinde yaygın düşünce hatlarının dışında özgün bir siyaset felsefesi ve etik ortaya koymuştur. Üstünde durduğu fark metafiziğinin felsefe tarihinin süregelen varsayımlarıyla olan ilişkisini tartıştığı
Fark ve Yineleme (1968) ile anlamın ortaya çıkışını, biçimlerini ve yapısını incelediği
Anlamın Mantığı (1969) yayımlandıkları dönemde ciddi bir yankı uyandırmış ve Michel Foucault,
Anlamın Mantığı kitabını değerlendirdiği bir yazısında yirminci yüzyılın birgün Deleuzecü bir yüzyıl olarak anılacağını ifade etmiştir (Deleuze bir röportajında bu yakıştırmayı Foucault'nun kimilerini gülümsetmek kimilerini de kızdırmak amacıyla yaptığı ince bir espri olarak değerlendirecektir). Félix Guattari ile birlikte kaleme aldıkları çalışmalardan
Anti-Oidipus (1972) ve
Bin Yayla (1980) başlıklarıyla iki cilt halinde yayımladıkları
Kapitalizm ve Şizofreni, psikanaliz, ekonomi, linguistik, antropoloji, ontoloji, etoloji, siyaset felsefesi, metalürji gibi çok geniş bir yelpazeye yayılan argümanları ve referanslarıyla yirminci yüzyılın en önemli çalışmaları arasında sayılabilir.
... Daha az göster