Türk öykücülüğüne ve düşünce dünyasına yeni fikirler ve boyutlar kazandırarak unutulmaz eserler veren Rasim Özdenören, öykü ve düşüncedeki istikrarlı ve güçlü konumuyla kendinden sonra gelen pek çok yazarı etkiledi. Türkçeyi doğru ve güzel kullanmadaki mahareti, insan ruhunun sırlarına vâkıf olması, gözlemciliği, ayrıntıları yakalamadaki ustalığı, dilde ve muhtevada yerli duruşu her kesimde kabul gördü. Öyküleri; özetlenemez oluşuyla, her defasında yeniyi ve yenilenmeyi yakalamasıyla dikkat çekti. Benliğimizi, bilincimizi tazeleyen, okuyucusunu tekraren kendine çağıran metinler ortaya koydu. Toplumdaki değişmeyi, yabancılaşmayı, uyumsuzluğu, modern çağın insanının dramını ve trajiğini sergilemedeki başarısıyla özgün bir yere sahip oldu. Bu özellikleriyle edebiyat ve düşün dünyamızın bilgesi olarak anıldı. Türk öykücülüğünün ve deneme yazarlığının gelmiş geçmiş en usta kalemlerinden biri olarak temayüz etti.

Her defasında yeniden, yeniden ve yeniden inanmak… Bölmeli kafalar, iğdiş edilmiş bir zihniyet, her türlü hayat ve zihin bulanıklığına müsait bir ortam…

Özdenören, böyle bir ortamda bütün yanlışları ve geçmişten kalan, kafalarda yer etmiş yanlış ve yabancı unsurları; İslâmî düşünceyle, İslâmî bir yaşayış tarzıyla ayarlı hâle gelerek ayıklamanın önemini vurguluyor. Bunun da yollarından birinin bir an için kendimizi, İslâm’la ilgili hiçbir şey bilmiyormuş gibi farz ederek bağışıklık kazandığımız İslâm dışı yaşama tarzını zihnimizden ve yaşayışımızdan kovarak gerçekleşebileceğini açık, sade ve derinlikli bir üslupla anlatıyor. Yeniden İnanmak, düşünmeye ve yeniden inanmaya davet eden yazılardan oluşuyor.