7 Mart 1933'te Ankara'da doğdu, 4 Kasım 1999'da Ankara 'da öldü. Halide Hanım ile çiftçi Talât Veziroğlu'nun kızı. Opera ve şan sanatçısı Ayhan Baran'la evliydi. Ankara Kız Lisesi'ni ve AÜ Hukuk Fakültesi'ni üstün derecelerle bitirdi. Aynı fakültenin Banka ve Ticaret Hukuku Enstitüsü'nde kurs müdürlüğü yaptı (1958-68). 1995'ten sonra bu enstitünün yayın müdürüydü. 1987-93 yıllarında TRT İstanbul Radyosu'nda radyo oyunları yazdı; "Türkân Hanım" adlı oyunu Devlet Tiyatrosu'nda sahnelendi. Boşanmış ve iki çocuk annesiydi. Ankara'da toprağa verildi. İlk öyküsü ("Çocuğun Biri") 1968'de Yeditepe'de çıktı. Öykülerini Türk Dili, Oluşum ve Argos dergilerinde yayımladı. Yalnızlık ve umutsuzluk dolu öykülerinde düşsel, şiirli bir hava yaratmakta başarı gösterdiği kabul edildi. Behçet Necatigil onun için "Keskin, belirgin çizgilerden kaçınarak, dikkat isteyen, belirsiz yaşantı parçalarını birleştiriyor; çağrışım ve yorumlara açılma gücü için okuyucudan katkılar bekleyen bir "iç hayat" görünümle
... Tamamını göster
7 Mart 1933'te Ankara'da doğdu, 4 Kasım 1999'da Ankara 'da öldü. Halide Hanım ile çiftçi Talât Veziroğlu'nun kızı. Opera ve şan sanatçısı Ayhan Baran'la evliydi. Ankara Kız Lisesi'ni ve AÜ Hukuk Fakültesi'ni üstün derecelerle bitirdi. Aynı fakültenin Banka ve Ticaret Hukuku Enstitüsü'nde kurs müdürlüğü yaptı (1958-68). 1995'ten sonra bu enstitünün yayın müdürüydü. 1987-93 yıllarında TRT İstanbul Radyosu'nda radyo oyunları yazdı; "Türkân Hanım" adlı oyunu Devlet Tiyatrosu'nda sahnelendi. Boşanmış ve iki çocuk annesiydi. Ankara'da toprağa verildi. İlk öyküsü ("Çocuğun Biri") 1968'de Yeditepe'de çıktı. Öykülerini Türk Dili, Oluşum ve Argos dergilerinde yayımladı. Yalnızlık ve umutsuzluk dolu öykülerinde düşsel, şiirli bir hava yaratmakta başarı gösterdiği kabul edildi. Behçet Necatigil onun için "Keskin, belirgin çizgilerden kaçınarak, dikkat isteyen, belirsiz yaşantı parçalarını birleştiriyor; çağrışım ve yorumlara açılma gücü için okuyucudan katkılar bekleyen bir "iç hayat" görünümleri çiziyor" derken, Vedat Günyol "belli bir gerçeğin, içinde yaşadığı toplum gerçeğinin, birbirini tamamlayan sürgit yansımalarını, yankılarını dile getiriyor, bir Çehov havası, tadı, çeşnisi ve sıcaklığıyla" değerlendirmesini yaptı. Bozkır Çiçeği romanı için Selim İleri "o her zamanki dingin, ağırbaşlı, neredeyse yaslı diyebileceğim anlatımıyla bizi bozkırdan başkente -bir başka bozkır elbet-, başkentten de yaşadığımız hayata, günlerimize götürüyor" değerlendirmesini yaparken, Hulki Aktunç da "Selçuk Baran günlük hayatın ağır aksak ritmini yazıyla yeniden üretmek gibi güç (ve nankör) bir işi büyük bir ustalıkla çözümlüyor" dedi. Ödül: Haziran ile 1973 TDK Öykü Ödülü; Bir Solgun Adam ile 1974 Milliyet Yayınları Roman Yarışması (mansiyon); Anaların Hakkı ile 1978 Sait Faik Hikâye Armağanı (A. Özyalçıner'le paylaştı); Bozkır Çiçekleri ile 1978 Milliyet Yayınları Roman Yarışması (mansiyon).
... Daha az göster